Ayasofya Üst Galeri [Bölüm 1] Altın Duaların Hâlâ Soluduğu Yer — İmparatorların Mozaiklerini ve Kayıp Işığı Yeniden Hayal Etmek

Türkiye’nin İstanbul şehrinde, gün batımında dört minaresiyle aydınlatılan Ayasofya Camii
Hagia Sophia Upper Gallery dome with four Seraphim angels under golden light.
  • URLをコピーしました!
Contents

Önsöz — Işığı ve Sessizliği Dinlemek

Ayasofya’nın üst galerisine adım attığın anda, hava birden değişiyor.
Aşağıdan, yüzyıllar öncesine ait duaların yankıları yumuşakça yükseliyor.
Havada süzülen toz zerrecikleri, sanki altın tanecikleri gibi parıldıyor.

Barış
“Noah, sanki burada zaman durmuş gibi.”
Noah
“Hav hav! Sessizlik bile altın gibi parlıyor!”

Bu üst galeri, bir zamanlar sadece imparator ailesi ve soylular için ayrılmıştı.
Bugün bile, geç Bizans sanatının en seçkin eserlerini saklıyor.


Haydi birlikte, tarihin tozlu sayfalarına dokunalım;
dört efsanevi mozaiği gezerken, eski fotoğraflarla modern yapay zekâ rekonstrüksiyonlarını birleştirip
yüzyıllar önceki o solmuş altın ışığı yeniden keşfedelim.

Yaşayan Bir Anıt — Duanın Değişen Yüzü

“Kutsal Bilgelik” anlamına gelen Ayasofya, 537 yılında İmparator I. Justinianus tarafından Doğu Roma İmparatorluğu’nun tacı olarak inşa edilmiştir.
Gökyüzünün ışıltısını yeryüzüne indirmek için tasarlanmıştır.

İstanbul’daki Ayasofya Camii’nin iç mekânı: büyük kubbe, İslami hat sanatı levhaları ve üst pencerelerden süzülen güneş ışığı detaylı biçimde görülüyor.
Ayasofya’nın devasa kubbesinin içi, altın renkli duvarların üzerinde sanki havada asılı duruyormuş gibi görünüyor. Kırk pencereden süzülen ışık, ağırlıksızlık hissi yaratarak Bizans mühendisliğinin bir başyapıtını ortaya koyuyor.
  • 537 – 1453: Bizans Döneminde Yunan Ortodoks Katedrali Olarak Kullanıldı
  • 1453 – 1935: Osmanlı Döneminde Camii Olarak Kullanıldı
  • 1935 – 2020: Cumhuriyet Döneminde Müze Olarak Kullanıldı
  • 2020 – Günümüz: Yeniden Cami Statüsüne Kavuştu

Yüzyıllar boyunca, Ayasofya hiçbir zaman yıkılmadı — yalnızca dönüştü.
Peki neden?
Çünkü her çağ, bu duvarların içinde aynı kutsal sessizliği hissetti:
Tanrı ile insanın buluştuğu noktayı.

Barış
“Noah, burası her inançtan insan tarafından korunmuş.”
Noah
“Hav! Dualar değişti ama kalpler hep aynı kaldı!”

2.Yüzen Kubbe — Işığın Taşları Yüksettiği Mucize

Kubbe — 31 metre genişliğinde ve 55 metre yüksekliğinde — sanki havada asılı duruyormuş gibi görünüyor.
Tabanını çevreleyen kırk pencere, gün ışığının seliyle yerçekiminin ağırlığını adeta eritiyor.
Mimarlar Anthemius ve İsidoros, bu ışık halkasını ilahi varlığın bir simgesi olarak tasarlamıştı.

Gün doğarken altın tonları nazikçe parlar.
Gün batarken siluetler gölgelerle derinleşir.
Ve tüm yapı, ışık ve duadan örülmüş bir katedrale dönüşür.

3.Ayasofya İmparatoriçeler Galerisi — Üst Katın Sessiz Güzelliği

Bu ikinci kat, imparatoriçeler, soylular ve onurlu misafirler için inşa edilmişti.
Parlatılmış mermer zeminler, zarif sütunları yansıtır; aşağıdaki kalabalığın sesi burada sessizliğe karışır.
Bir zamanlar imparatoriçeler buradan ayinleri izlerdi;
kutsal ilahiler mozaik tavanlardan yankılanır, altın tesserae’leri dalgalar gibi titreştirirdi.

Noah
“Hav! İmparatoriçe nereye bakıyordu?”
Barış
“Tam burada — güney galerisi. Şu anda, onun durduğu yerde duruyoruz.”

Ayasofya Deesis Mozaiği — Bizans Sanatında Yalvarışın Ustaca İfadesi

Ayasofya’nın güney üst galerisindeki Deesis mozaiği; İsa, Meryem ve Vaftizci Yahya’yı tasvir eder. Kısmen zarar görmüş olsa da, doğal ışık altında hâlâ parlıyor.
Ayasofya’nın üst galerisinde yer alan 13. yüzyıla ait Deesis mozaiğinde, İsa’nın iki yanında Meryem ve Vaftizci Yahya tasvir edilmiştir. Kısmen aşınmış olmasına rağmen, duygusal gerçekçiliği ve altın ışıltısıyla geç Bizans sanatının en zarif örneklerinden biri olarak kabul edilir.
Karşılaştırma — Ayasofya’nın güney üst galerisindeki Deesis mozaiği:
Solda, 13. yüzyıldan kalma Bizans dönemine ait, İsa’nın Meryem ve Vaftizci Yahya ile birlikte tasvir edildiği orijinal mozaik görülüyor.
Sağda ise, mozaiğin ilk yapıldığı dönemdeki görünümünü canlandıran yapay zekâ destekli görsel rekonstrüksiyon yer alıyor.
Ayasofya’nın üst galerisinde yer alan 13. yüzyıl Deesis mozaiği, Palaiologos Rönesansı döneminde yapılmıştır. Mozaiğin merkezinde Pantokrator İsa, iki yanında ise Meryem ve Vaftizci Yahya tasvir edilmiştir. Sol taraftaki görüntü, mozaiğin günümüzdeki hasarlı halini; sağdaki ise, yeni yapılmış olabileceği dönemdeki görünümünü canlandıran yapay zekâ tabanlı bir rekonstrüksiyonu göstermektedir.

(Sol: Günümüzdeki Durumu | Sağ: Yapay Zekâ Rekonstrüksiyonu)

“Deesis” kelimesi Yunanca’da “aracılık” veya “yalvarış” anlamına gelir.
13. yüzyılda Palaiologos Rönesansı döneminde yapılmış olup, Bizans mozaik sanatının zirvesi olarak kabul edilir.

Mozaik Kompozisyonu

Merkezde Pantokrator İsa oturur; iki yanında Meryem ve Vaftizci Yahya yer alır —
ikisi de insanlığın bağışlanması için yakarmaktadır.

Sanatsal Özellikler

  • Mikro boyutlu tesserae’ler ışığı sayısız yöne dağıtır.
  • İnce gölgelendirme, yüzlere ve tenlere gerçekçilik kazandırır.
  • Zamanın aşındırdığı boşluklar, bir gizem katar — duanın sessizliği gibi.

Yapay zekâ ile yapılan restorasyon, kaybolmuş kıyafet detaylarını ve renkleri ortaya çıkararak, üçlünün ağırbaşlı dengesini yeniden canlandırıyor.
Altın zemin üzerinde asılı duran bakışları, “insanlığın kurtuluşu için sessiz bir diyalog” oluşturuyor.

Barış
“Noah, aralarında sessizlik var — derin ve kutsal.”
Noah
“Hav! Ama sanki dualarını kalbimle duyuyorum.”

5. Zoe Mozaiği — Altın Renklerde Güç ve Sevgi

Ayasofya’nın güney üst galerisinde yer alan iki Bizans mozaiğinin günümüzdeki durumu: 11. yüzyıla ait İmparatoriçe Zoe mozaiği (solda) ve 12. yüzyıla ait Komnenos bağışçı mozaiği (sağda). Her iki mozaikte de Meryem ve Çocuk İsa, imparatorluk figürleriyle birlikte tasvir edilmiştir.
Ayasofya’nın güney üst galerisindeki mozaikler, farklı yüzyıllardan imparatorluk portrelerini içerir. 11. yüzyıla ait olan İmparatoriçe Zoe mozaiğinde (solda), İsa ve Meryem’in yanında İmparator IX. Konstantin Monomakhos ve İmparatoriçe Zoe tasvir edilmiştir. 12. yüzyıla ait Komnenos mozaiğinde (sağda) ise, Meryem ve Çocuk İsa’nın yanında İmparator II. İoannis Komnenos ve İmparatoriçe İrini yer alır. Her iki mozaik de Bizans saray mozaiklerinin sanatsal inceliğini örneklemektedir.
Ayasofya’nın güney galerisindeki 11. yüzyıl İmparatoriçe Zoe mozaiği, Meryem ve İsa’yı, İmparator IX. Konstantin Monomakhos ile İmparatoriçe Zoe’nin arasında göstermektedir. Soldaki görsel mozaiğin günümüzdeki mevcut halini, sağdaki ise eserin orijinal görünümünün yapay zekâ destekli rekonstrüksiyonunu göstermektedir.
Ayasofya’nın güney üst galerisindeki 11. yüzyıla ait İmparatoriçe Zoe mozaiğinin karşılaştırması. Sol: Mozaiğin günümüzde korunan mevcut hali. Sağ: İmparator IX. Konstantin Monomakhos, Meryem ve Çocuk İsa ile İmparatoriçe Zoe’nin yer aldığı orijinal kompozisyonun yapay zekâ destekli görsel rekonstrüksiyonu.

(Sol: günümüze ulaşan mozaik | Sağ: yapay zekâ rekonstrüksiyonu)

Güney galeride, adanmışlıkla örülü ve gizemle ışıldayan 11. yüzyıl İmparatoriçe Zoe Mozaiği sessizce durur.

Karakterler

  • Merkezde: İsa Pantokrator
  • Sol tarafta: İmparator IX. Konstantin Monomakhos
  • Sağda: İmparatoriçe Zoe

İmparator altın bir kese sunar; imparatoriçe ise bir bağış parşömeni uzatır — zenginlik ve inancın birleştiği görsel bir ilahi.

Tarihsel Arka Plan

Zoe üç imparatorla evlendi ve her seferinde mozaik değiştirildi —
eski yüzlerin üzerine yenileri işlendi.
Altın yaprakların altında, önceki eşlerin silik izleri hâlâ duruyor —
siyaset ve tutku, kelimenin tam anlamıyla taşa işlenmiş.

Yapay zekâ restorasyonu, giysilerinin ve taçlarının solmuş mücevher tonlarını yeniden canlandırıyor,
Bizans sarayının gösterişli yaşamını ortaya çıkarıyor.

Noah
“Hav hav! Cidden mi? İmparatorun yüzünü üç defa değiştirmiş!”
Barış
Bizans’ta, aşk da güç gibi bir sanattı.

6.Komnenos Mozaiği — İnancın ve Cömertliğin Altın İzleri

Ayasofya’nın güney galerisindeki 12. yüzyıl Komnenos Mozaiği,
Meryem ve Çocuk İsa’yı, İmparator II. İoannis Komnenos ile İmparatoriçe İrene’nin arasında gösterir.
Solda: yüzyılların izlerini taşıyan orijinal mozaik.
Sağda: yapay zekâ ile yeniden canlandırılmış, altın çağın renklerini yansıtan rekonstrüksiyon.
Ayasofya’nın güney galerisindeki 12. yüzyıla ait Komnenos bağışçı mozaiğinin karşılaştırması. Solda: günümüze ulaşan orijinal mozaik. Sağda: İmparator II. İoannis Komnenos, Meryem Ana ve Çocuk İsa ile İmparatoriçe İrene’yi özgün renk ve detaylarıyla gösteren yapay zekâ destekli bir rekonstrüksiyon.

(Sol: günümüzdeki mozaik | Sağ: yapay zekâ ile yeniden oluşturulan versiyon)

12. yüzyılın başlarında, İmparator II. İoannis Komnenos ve İmparatoriçe İrene, Meryem ve Çocuk İsa’ya armağanlarını sunarken betimlenmiştir.

Mozaik Kompozisyonu

  • Ortada: Meryem ve kucağında Çocuk İsa
  • Solda: İmparator II. İoannis Komnenos, altın kesesi sunuyor.
  • Sağda: İmparatoriçe İrene, bir parşömen tutuyor.

Sakin yüzleri, altın zemin üzerinde huzurla parlıyor.
Yapay zekâ rekonstrüksiyonu, eksik alt kısmı — kaftanları, mücevherleri ve taçları — yeniden canlandırıyor.
Böylece orijinal görkem geri dönüyor.
Sonuç bize hatırlatıyor ki, inanç imparatorluğun temeliydi.

Barış
“Noah, imparator altın verdi, imparatoriçe ise bilgelik.”
Noah
“Hav hav! Birlikte krallığı ayakta tuttular!”

7. Vestibül Mozaiği — İmparatorluğun Göğe Armağanı

Ayasofya’nın güneybatı vestibülündeki Meryem Ana ve Çocuk İsa mozaiği, alttan görülüyor.
10.–11. yüzyıla ait bu Bizans mozaiği, kucağında Çocuk İsa’yı tutan Meryem Ana’yı,
şehrin maketini sunan İmparator Konstantin I ve Ayasofya maketini sunan İmparator Justinianus I’in arasında tasvir eder.
Ayasofya’nın güneybatı vestibülündeki 10.–11. yüzyıl mozaği, Meryem Ana ve kucağındaki Çocuk İsa’yı, İmparator Konstantin ve İmparator Justinianus’un arasında gösterir. Fotoğraf, altın mozaiklerin ışıltısını ve girişin zarif mimarisini alttan yakalar.
Ayasofya’nın güneybatı vestibülündeki Meryem Ana ve Çocuk İsa mozaiği,
İmparator I. Konstantin ve İmparator I. Justinianus ile birlikte.
Soldaki görsel, 10.–11. yüzyıla ait orijinal Bizans mozaiğini;
sağdaki görsel ise, eserin olası orijinal görünümünü yansıtan yapay zekâ rekonstrüksiyonunu gösterir.
Ayasofya’nın güneybatı vestibülündeki Meryem Ana ve Bağışçılar Mozaiği — geçmişle geleceğin buluşması. Solda, 10.–11. yüzyıldan kalan orijinal Bizans mozaiği; sağda ise, renkleri ve desenleri canlandıran yapay zekâ rekonstrüksiyonu.

(Sol: Korunmuş mozaik | Sağ: Yapay zekâ rekonstrüksiyonu)

10.–11. yüzyıllarda, ibadet edenlerin ilk kez başlarını kaldırdığı güneybatı vestibülünde yapılmış bu mozaik,
inançla imparatorluğu tek bir görüntüde birleştirir.

Mozaik Kompozisyonu

  • Ortada: Taht üzerindeki Meryem Ana ve kucağında Çocuk İsa
  • Solda: Konstantin Büyük, Konstantinopolis’in maketini sunarken
  • Sağda: İmparator I. Justinianus, Ayasofya’nın maketini sunarken

Bu sahne, görsel bir şükran ifadesidir: “Bunları Senin için inşa ettik.”
Yapay zekâ rekonstrüksiyonu, minyatür modellerdeki her kuleyi ve duvarı netleştirir;
bağlılıkla mimarinin kusursuz simetrisini ortaya koyar.

Noah
“Hav! Bütün bir şehri ve bir katedrali hediye mi ettiler?”
Barış
Onlar için inşa etmek, dua etmekti.

8. Kusurun Güzelliği

Bu dört mozaikte aynı sessiz gerçek akar: çatlaklar onları güzel kılar.
Yapay zekâ rekonstrüksiyonları hayal etmez;
mevcut pigmentleri ve geometrileri ölçerek bilimsel tahminler yapar.
Amaç, bozulmayı silmek değil, duanın onun içinden yeniden doğmasına izin vermektir.
Korunan her iz, geçmişle bugünün arasında bir konuşma,
altın tozu ve sessizlikte taşınan bir sonsuzluk fısıltısıdır.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Bu mozaikler ne zaman yapıldı?

10. ile 13. yüzyıllar arasında, Bizans’ın farklı hanedanlık dönemlerinde, her yeni imparator ve imparatoriçe inançlarını mozaiklerle ifade etti.

Bugün nasıl restore ediliyorlar?

Restorasyon çalışmaları, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile UNESCO’nun gözetiminde, her bir mozaik taşı tek tek ele alınarak yürütülmektedir.

Fotoğraf çekimi için öneriniz var mı?

Sabah ışığı en uygunudur — yumuşak ve altın tonlarında.
Aşırı geniş açılı lensleri kullanmak yerine, 50 mm sabit bir lensle çekim yapın; böylece hem insan gözünün doğal görüş açısını hem de mozaiklerin derinliğini en güzel şekilde yakalayabilirsiniz.

Devam edecek → [2. Bölüm]

Parıldayan sessizlikte, imparatorlar ve imparatoriçelerin yanında yürüdünüz.
Bir sonraki bölümde başımızı yukarıya çevireceğiz —
kubbenin dört köşesini süsleyen Serafim meleklerine,
tavana işlenmiş İsa ve Meryem tasvirlerine
ve imparatorluk mabedine açılan gizemli Mermer Kapı’ya yakından bakacağız.

Ayasofya’nın tavanındaki bu kutsal figürler, hem Bizans inancının hem de Osmanlı saygısının sessiz tanıklarıdır.

Barış
“Noah, cennetin bekçileriyle henüz tanışmadık.”
Noah
“Hav hav! Işık kanatlarını görmek için sabırsızlanıyorum!”

İlgili Yazılar

  • Sultanahmet Camii Rehberi — İbadet Adabı ve Fotoğraf Tüyoları
  • Topkapı Sarayı Gezi Rehberi — Osmanlı Sarayının Hazineleri
Ayasofya’nın üst galerisinden kubbe manzarası —
tarihi avizelerin ve silik melek figürlerinin göründüğü bu sahne,
yüzyıllardır süregelen kutsal bir atmosferi hissettiriyor.
Kadim kandiller, Ayasofya’nın üst galerilerini aydınlatıyor. Altın kubbede beliren silik melek figürleri, yüzyıllar öncesinden gelen hikâyeleri fısıldıyor — ışığın ve sessizliğin diliyle.
Türkiye’nin İstanbul şehrinde, gün batımında dört minaresiyle aydınlatılan Ayasofya Camii

この記事が気に入ったら
フォローしてね!

よかったらシェアしてね! / If you liked it, please share! / Beğendiysen paylaş!
  • URLをコピーしました!
  • URLをコピーしました!
Contents